Türkiye Cumhuriyeti önümüzdeki hafta sonu 100. yaşını kutlayacak. Ancak gerek iktidar kanadı gerekse de muhalefet, bu görkemli mazinin şanına yakışacak bir kutlama hazırlığı içerisinde bulunmuyor.
Durum böyle olunca, Türk milliyetçileri de Türk milletine 100. yıl çağrısında bulundu. Aralarında profesörlerin de bulunduğu Türk milliyetçileri, ‘‘böyle bir yıldönümü büyük törenlerle kutlanmalı, hatırasına abideler dikilmeliydi. Herhangi bir şey yapılmaması utanç vericidir’’ ifadelerini kullandı.
Türk milliyetçisi grup, Türk milletine böyle 100.yıl çağrısında bulundu;
Aşağıda imzası bulunan bizler, Yüce Türk Milleti’ne sesleniyoruz!
Yüz yıl önce kan ve ateş çemberinden geçerek, yüz binlerce şehit vererek destansı bir mücadeleyle vatanımızı kurtardık ve kayıtsız şartsız Türk Milleti’nin birliğine ve hâkimiyetine dayanan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk.
Yüce Atatürk ve arkadaşlarının öncülüğünde bütün Türk Milleti’nin olağanüstü gayret ve fedakârlıklarıyla kurulan Cumhuriyet, dünya tarihinin en büyük başarılarından biridir ve birçok devlete de örnek olmuştur.
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılındayız.
Böyle bir yıldönümü büyük törenlerle kutlanmalı, hatırasına abideler dikilmeliydi. Herhangi bir şey yapılmaması utanç vericidir. Atalarımızın ve şehitlerimizin aziz ruhlarına saygısızlıktır.
Dünya böyle önemli yıldönümlerini unutmamıştır. Fransa’daki Eyfel Kulesi, ABD’deki Hürriyet Anıtı önemli yıldönümlerini kutlamak amacıyla dikilmiş ve geleceğe bırakılmış âbidelerdir. Türkiye’nin, Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yıldönümünü âbidevi eserlerle taçlandırmaması bir yana âdeta sessiz ve suskun geçirmesi kabul edilemez bir durumdur.
Bu suskunluk ve sessizlik, ülkeyi yönetenlerin üzerinde büyük bir vebal olarak kalacaktır. Sadece ülkeyi yönetenlerin değil, cumhuriyetin kurucu partisi başta olmak üzere diğer siyasi yapıların birçoğunun da hiçbir şey yapmamış olması bağışlanamaz.
100 yıl sonra Osmanlıcılık ile siyasal İslamcılık ideolojilerini diriltme heveslileri; rejimi saray istibdadına dönüştürmek, etnik ve dinî/mezhebî ayrımları sistemin esası kılmak çabasındadırlar.
Cumhuriyetimizin 100. yılında, “milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan” anayasa yapmaktan söz edenlerin ”Milletin birliği ve egemenliğine” kastettikleri açıktır.
Bu girişim ve niyetlere karşı Türk Milletinin koyması gereken tavır net olmalıdır.
Cumhuriyetin kurucu fikri Türk milliyetçiliğinin suç sayılmaya başlandığı son zamanlarda, ülkemizi yönetenler eliyle uygulanan karartmaların en ağırını yaşadığımız ortadadır. Bu karanlığı aydınlatmak vatanseverlerin görevidir. Aksi takdirde tarih bizi de affetmez.
Türk İstiklal Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti, Türk’ün son yüzyıllardaki en büyük mucizesidir. Buna hasımlık edenler, yan gözle bakanlar, değerini anlamayanlar ve de sessiz kalanlar geçip gidecekler; Türk Milleti yeni başarı ve mucizelerle yaşamaya devam edecektir.
Türklük ebedîdir, gerisi teferruattır.
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı da, ilkelerinin ve niteliklerinin yüzlerce, binlerce yıl daha yaşaması için verilecek mücadele de kutlu olsun.
Ne mutlu Türk’üm diyene.
Ahmet B. Ercilasun, Prof. Dr.
İskender Öksüz, Prof. Dr.
Ahmet Hamdi Ünal,
Ali Rıza Söğüt, Prof. Dr.
Ali Şanalmış,
Ali Uzunırmak,
Alptekin Yıldırım,
Atila Kaya,
Ayfer Uzunırmak,
Fahri Akman,
Fatih Bozaklı,
Fatma Koç,
Gazi Çevik,
Gökhan Yılmaz,
Hakan Erdem,
Hakan Paksoy,
Harun Meral,
Hasan Gömleksiz,
Prof. Dr. Kemal Aydın
Konuralp Ercilasun Prof. Dr.
Mehmet Alagöz, Prof. Dr.
Mehmet Emin Uyartaş,
Meryem Çünkü Halkacı,
Mesut Güneş,
Mustafa Celepçi,
Osman Yılmaz, Doç. Dr.
Özkul Çobanoğlu, Prof. Dr.
Paşa Kula,
Suat Başaran,
Ufuk Namalan,
Prof. Dr. Vahit Türk.
Vasıf İnanç Duygulu,
Yağmur Tunalı,
Yusuf Özkan.