İngiltere’de yaygın olan dalgalı duvarlarda, tek sıra tuğlaya oranla daha fazla tuğla kullanılması beklenir. E maliyet artmıyor mu o zaman? Hayır!
Hem dalgalar yüzünden daha fazla tuğla gerektirdiği düşünülen hem tasarruf etmeyi mümkün kılan bu dalgaların ardında yatan dâhiyane mühendisliğe bir göz atalım.
Dalgalı duvarların kullanımı epey eski zamanlara dayanıyor.
Krank duvarı, kıvrımlı duvar ya da şerit duvar olarak da bilinen dalgalı duvarların; MÖ 1300’lü yıllarda III. Amenhotep döneminde Mısır’ın Aten şehrinde de kullanıldığı tahmin ediliyor.
Ayrıca Fens bataklıklarının 1600’lerin ortalarından itibaren Hollandalı mühendisler tarafından kurutulduğu İngiltere’nin Doğu Anglia kentinde ve Suffolk’ta (İngiltere’nin antik kökenli ilçesi) da 50’yi aşkın birçok dalgalı duvarla karşılaşılmıştı.
Çim biçenlerin nefret edebileceği bu duvarlar, İngiltere’de yaşayan insanların bahçelerinin bir tarafı sürekli güneş ışığı alacak şekilde, doğudan batıya doğru örülürdü hatta. Böylece duvarlar rüzgârı keserdi.
1800’lü yıllarda da eski ABD başkanı Thomas Jefferson tarafından kurulan Virginia Üniversitesinin mimarisine de kıvrımlı duvarlar eklenmişti. Jefferson, ince hesaplamalarla estetiği birleştirerek bu duvarları üniversitede hayata geçiren kişiydi.
Maliyeti artırması beklenen kıvrımlı duvarlar, tasarruf sağlıyor.
İlk bakışta değişik görünen dalgalı duvarlar, düz duvara kıyasla daha az malzeme kullanılmasını sağlıyor. Bir duvarda kullanılan malzeme miktarı, uzunluğu ve kalınlığının çarpımı ile orantılıdır. Düz bir duvarın, iyi bir dayanıklılığa sahip olması için en az iki kat tuğlaya ihtiyacı vardır ancak dalgalı duvarlar yalnızca bir tuğla kalınlığında yapılabilirler.
Dalgaların sağladığı kemer desteği sayesinde ise bu dalgalı duvarlar daha dayanıklı olur. Duvardaki dışbükey ve içbükey eğriler, stabilite sağlar ve rüzgâr basıncı gibi yanal kuvvetlere direnmeye yardımcı olur. Böylece %35 tuğla tasarrufunu beraberinde getirir. Gerçekten zekice değil mi?
Kafanızda tam olarak oturmadıysa basit bir örnekle anlatalım:
Bir A4 kağıdı alın, uzunlamasına ikiye katlayın ve kat yeri boyunca kesin. Parçalardan birini dik bir şekilde bir yere koymaya çalışırsanız en ufak bir harekette muhtemelen düşecektir. Diğer parçayı, küçükken yelpaze yaptığımız gibi zikzaklı olacak şekilde katlayın ve bir yere koymayı deneyin. Çok daha dayanıklı değil mi? İşte bu basit deney, dalgalı duvarların nasıl sağlamlık kazandırdığını kanıtlar nitelikte.
Sizce Türkiye’de de böyle kıvrımlı duvarlar olsa neler olurdu?
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: